ÜLKEMİZDEKİ TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERİN POTANSİYELİ, SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU
06 Kasım 2021 tarihinde Muş Alparslan Üniversitesi Muş Lalesi Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürlüğü tarafından çevrimiçi ortamda düzenlenen “Ülkemizdeki Tıbbi Ve Aromatik Bitkilerin Potansiyeli, Sorunları ve Çözüm Yolları” Çalıştayı’nda “Türkiye’nin Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Potansiyeli ve Gelişmeler, Dünydaki Uçucu Yağ Pazarı ve Türkiye’nin Bu Alandaki Potansiyeli, Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Politikalar, Tıbbi Bitkilerde Biyoteknoloji, Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Sürdürülebilir Üretim İçin Yerel Çeşitlilik ve Standardizasyonun Önemi, Tarım ve Orman Bakanlığı Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Çalışmaları, Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde Tescil ve Sertifikasyon Aşamaları, Üretim Desteklemeleri, Ülkemizde Çörekotu (Nigella sp.) Yetiştiriciliği ve Sorunları” olmak üzere, 8 bildiri sonucunda aşağıdaki öneriler hazırlanmıştır.
1. Türkiye’de iklim, toprak ve su kaynakları ile biyoçeşitlilik durumu değerlendirerek, küresel pazarda rekabet edecek kalitede ürün geliştirmek ve üretim devamlılığını sağlamak amacıyla ilgili bakanlıklar ile kamu kurumları ve üniversiteler tarafından çok sayıda proje tamamlanmış ve halen yürütülmektedir. Yapılan bu çalışmalarda üretim materyali çeşit sorunu ile ilgili önemli aşama sağlanmış olsa da kulanım amaçlarına özgü, standart ürün garantisi için etken madde özelikleri ön plana çıkarılmış çeşitlere ihtiyaç duyulmaktadır.
2. Türkiye’de kamu (TÜBİTAK, Bakanlık vd.) ve Üniversite kaynaklarıyla çeşit ıslah çalışmalarında başlangıç materyali olarak doğal popülasyonların ve yerel çeşitlerin toplanması ve karakterizasyonuyla ilgili önemli çalışmalar yürütülmüş önemli koleksiyonlar oluşturulmuştur. Bu koleksiyonların korunması, bilgi ağıyla tekrarlanan çalışmalardan kaçınarak AR-GE kaynaklarının daha etkin kullanılması gereklidir.
3. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler sektörü dünyada ve ülkemizde hızlı bir şekilde gelişmektedir. Ülkemiz daha ziyade doğadan toplama ve tarımsal üretim yönü ile sektörde yer almakta iken, son dönemlerde katma değerli ürünlerin üretimi konusu öne çıkmaya başlamıştır. Ancak birkaç bitki dışında, katma değerli ürünlerin üretimine ilişkin pazar ve işleme istenilen düzeyde değildir.
4. Bitkilerde kullanıma neden olan etkili maddeler bitkideki genetik yapı yanında iklim koşullarına göre önemli değişimler göstermektedir. Üreticiler ekolojilere uygun bitkiler üretiminde kümelemeye gidilmesi önemlidir.
5. Türkiye’de ticari öneme sahip dünya pazarında rekabet şansı yüksek bitkilerin (defne, kekik, biberiye, dağ çayı vb.) belirlenerek, doğadan toplamaya uygun miktarları belirlenerek sürdürülebilir toplama için ülkesel bitki haritalarının belirlenmesi ve dönemsel olarak güncellenmesi gereklidir.
6. Sektör analizlerinin yapılarak (arz-talep dengesi) öncelikli bitkilerin belirlenmesi, ekolojik, ekonomik, verim ve kalite özellikleri dikkate alınarak tür ve alt türlere göre havza bazlı üretim bölgelerinin tespiti sonucu üretici ve sektörün teşvik edilmesi gereklidir.
7. Bölgesel ürünlerin coğrafi işaret tescillerinin yapılarak ekonomiye kazandırılmasına yönelik eylem planlarının hazırlanması önem arz etmektedir.
8. Türkiye’de bölgesel bitki türlerinin belirlenmesi yetiştiricilik potansiyeli ve bölgenin kullanım potansiyeli göz önüne alınarak sektörün kümelenmesi, aynı veya benzer ürünün üretildiği komşu bölgelerin merkezi tesislerle üreticilere hasat sonrası (distilasyon, ekstraksiyon vd.) destek verilmesi altyapı yatırımlarını daha etkin kullanılmasına neden olacaktır.
9. Dünya Tıbbi ve Aromatik Bitkiler sektöründe kabul görmüş ve standartlara uygun etken madde içeren yurtiçi ve yurtdışı kökenli bitkilerden gen havuzu oluşturulması, introdüksiyon materyali getirilmesi, bu bitkilerde uygun ıslah yöntemleri kullanılarak yeni çeşitler geliştirilmesi hedeflenmelidir.
10. Ülkemizde değişen çevre ve iklim koşulları altında standartlara uygun ve talepler doğrultusunda üretim yapmak gerekmektedir. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde kültürü yapılacak ya da doğadan toplanacak türler şeklinde bir planlama yapılmalıdır.
11. Ülke bazında iç tüketim ve dış pazarlara yönelik üretim planlamasının yapılması gerekmektedir.
12. Sanayici, bu bitkilerden mamül ürün yapanları ve üreticiyi bir araya getirecek platformlar kurulmalıdır. Sanayicilerin talepleri doğrultusunda üretim yapılmalıdır.
13. Bölge koşullarına uygun tür ve çeşitler belirlenerek üretim yapılması, başlangıç materyalinin iyi tanınması, başlangıcın doğru bitki ile olması gerekmektedir.
14. Üretim aşamalarında girdi maliyetlerini düşürecek ekimden hasada kadar endüstriyel üretim aşamalarının AR-GE çalışmaları yapılmalıdır. Her bitkiye özgü tarımsal mekanizasyon, ilaçlama, gübreleme, ekim-dikim ve hasat süreçlerine yönelik çalışmalara ağırlık verilmelidir.
15. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin yetiştiriciliğini yapacak üreticilerin örgütlenmesi için üretici birlikleri ve kooperatifler kurulmalıdır. Tarımsal ürün desteği, örgütlü çiftçilere diğer çiftçilere oranla daha fazla verilmelidir.
16. Üretim modeli olarak “Sözleşmeli Üretim Modeli” benimsenmeli; üretici birlikleri ile sözleşmeli üreticilik devlet tarafından desteklenmelidir.
17. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin üretimi konusundaki devlet destekleri, işleme tesisi ve tarımsal makine desteği vb. şahıslara değil doğrudan çiftçi örgütlerine yapılmalıdır.
18. Kooperatifler ve üretici birlikleri tarafından üreticilere eğitim verilmeli, eğitim modeli paydaş kurumlar tarafından desteklenmelidir. Örneğin, halk eğitim merkezlerinde ücretsiz sertifikalı eğitim, iş-kur destekli meslek edinme kursları vb.
19. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde organik tarım ve iyi tarım uygulamaları şeklinde üretim yapılması gerekmektedir. Bu amaçla organik üretim bölgeleri oluşturulmalı ve desteklenmelidir. Organik tarıma geçiş sürecinde çiftçinin üretim kayıpları karşılanmalıdır. Organik tarım üretim prosesleri, yapılacak AR-GE çalışmaları ile belirlenmelidir.
20. Mevcut AR-GE merkezleri geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Bu kapsamda araştırma enstitülerinin ve üniversitelerin çeşit geliştirme çalışmaları altyapı, personel ve mali açıdan güçlendirilmelidir.
21. Tıbbi ve Aromatik Bitkileri yetiştiriciliğinde tohumluk temini en önemli sorunlardan biri olup, özellikle güvenli ve sağlıklı üretim materyali temini için yasal ve kurumsal altyapının oluşturulması gerekmektedir. Bununla birlikte tohumluk temini ve üretimi konusunda özel sektöre teşvik edici destekler verilmelidir. Tohumluk üretimi konusunda referans kurumlar belirlenmelidir.
22. Bakanlık bünyesinde Tıbbi ve Aromatik Bitkiler konusunda AR-GE faaliyetleri yürütecek Enstitüsü kurulmalıdır. Bu enstitüde tarladan nihai ürüne kadar her türlü AR-GE faaliyetinin yürütüleceği bütün meslek disiplinleri (Ziraat Mühendisi, Eczacı, Kimyager, Peyzaj Mimarı, Gıda Mühendisi, Biyolog, Parfümör vb.) yer almalıdır.
23. Her Tıbbi ve Aromatik Bitki her bölgede yetiştirilmemelidir. Havza bazlı destek modelinde bitkilerin yetiştirileceği havzalar belirlenmeli ve optimum arazi büyüklüğü dikkate alınarak kümelenme sağlanmalıdır. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde devlet destekleri bu kapsamda verilmelidir.
24. Tıbbi ve Aromatik bitkilerinin işleme tekniği tanımları doğru yapılmalıdır. Ürün işleme maliyetlerini azaltan ve uçucu yağ ile etken madde eldesinde yeni yöntemlerin belirlenmesi konusunda AR-GE çalışmaları yapılmalıdır.
25. Üniversitelerde Tıbbi ve Aromatik Bitkiler konusunda ön lisans, lisans ve lisansüstü aşamalarda eğitim modeli belirlenmeli, bu konuda eğitim alacak öğrenciler Yüksek Öğretim Kurumu kontenjanı ile desteklenmeli, yurtiçi ve yurtdışı staj imkânlarının artırılması sağlanmalıdır.
26. Yüksek Öğretim Kurumundan yurtdışına gönderilen öğrencilerin kontenjanlarına Tıbbi ve Aromatik Bitkiler alanı da eklenmelidir. Burada yetiştirilecek öğrenciler, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler konusunda nihai ürüne yönelik kurulan referans bir enstitüde görevlendirilmeli ya da üniversitelerde öğretim görevlisi olarak görev almaları sağlanmalıdır.
27. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerinin işlenmesi ile elde edilen ürünlerin sergilendiği bir Tıbbi ve Aromatik Bitkiler müzesi kurulmalı, bu bitkilerinin yetiştirildiği bir koleksiyon bahçesi düzenlenmeli, herbaryum ve Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ile alakalı literatür ve kaynaklara ulaşılabilecek bir kütüphane oluşturulmalıdır.
28. Milli Tıbbi ve Aromatik Bitkiler üretim markaları oluşturulması için merkezi bir AR-GE birimi kurulmalı ve sürekliliği sağlanmalıdır.
29. Ülkemiz Tıbbi ve Aromatik Bitkileri yetiştiriciliği bakımından son derece uygun ekolojilere sahiptir. Tıbbi ve Aromatik Bitkisi olarak kullanılabilecek bitki türleri çeşitli özellikleri bakımından aşağıdaki şekilde ele alınmıştır.
- Çok yıllık otsu ve çalı formunda bitki türleri; gül, lavanta, biberiye, melisa, adaçayı türleri, nane türleri, kekik türleri, dağ çayı türleri, ıtır, ölmez otu, papatya (Chamaemelum nobile All.), lippia, civanperçemi, zufa otu, kedi otu, limon otu.
- Tek yıllık bitki türleri; fesleğen (reyhan), papatya (Matricaria chamomilla L.), anason, kişniş, rezene, kimyon, kadife çiçeği, dere otu, çörek otu, tütün, pelin otu, aynısefa.
- Soğanlı ve yumrulu bitkiler; safran, iris, sümbül, nergis, orkide, zambak.
- Ağaç formunda bitki türleri; ardıç, sığla, sedir, defne, turunçgiller, çam, köknar, mimoza, ıhlamur, gilaburu.
30. Dünyada ihtiyaç duyulan bitki gereksinimi bitkilerin kültürü yapılarak veya doğadan toplanarak karşılanmaktadır. Gerek ülkemizde ve gerekse diğer ülkelerde doğadan toplanan Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin miktarı hakkında kesin bir şey söylemek de oldukça zordur. Doğadan sürdürülebilir toplama; uygun bir zamanda, uygun bir yöntemle, bitkinin varlığına zarar vermeden ve çoğalmalarını engellemeden yapılması temeline dayanmalıdır. Yabani bitkilerin doğada tükenmesine yol açan bazı etkenler, doğadan toplamanın zararlarını önlemenin yolları aşağıda sıralanmıştır.
31. Yabani bitkilerin doğada tükenmesine yol açan bazı etkenler;
- Aşırı ve bilinçsiz tarımsal faaliyetler,
- Artan nüfus, şehirleşme ve endüstrileşmenin hızlanması,
- Doğadan aşırı ve bilinçsiz bitki toplama,
- Ormanların tahrip edilmesi ve orman yangınları,
- Turizm sektörünün hızlı gelişmesi,
- Yetişmiş insan eksikliği,
- Bitkilerin hasadının bilinçsiz olarak yapılması,
- Küresel ısınma ve iklim değişiklikleri.
32. Yabani bitkileri doğadan toplamanın zararlarını önlemenin yolları;
-Toplamanın düzenli ve kontrollü yapılması,
-Düzenli toplama
-Münavebeli toplama
-Dinlendirerek toplama
-İhracata kota uygulanması,
-Eğitim,
-İdari ve yasal düzenlemeler,
-Botanik bahçeleri,
-Kültüre alma çalışmaları,
-Gen bankaları, arboretumlar,
-Milli parklar ve tabiatı koruma alanları,
-Toplama sonrası kayıpları asgariye indirecek önlemler,
-Diğer tedbirler (gübreleme, aşılama vb.)
33. Tıbbi ve Aromatik Bitki sektöründe kullanılan bitkiler yetiştirildikleri ekolojilere göre üç farklı bölgede kümelenebilir.
-Geçit bölgeleri
-Sahil bölgeleri
-İç bölgeler
34. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerinde ya devlet desteği ya da özel sektörün desteği olmadan başarıya ulaşmak zor görünmektedir. Hedef gösterilen bitkilerin yetiştiriciliğine başlamadan önce üretimle ilgili süreçler doğru şekilde analiz edilmeli ve üretim sonrası elde edilecek ürünlerin pazarlanmasında özel sektörün desteği alınmalıdır.
35. Tıbbi ve Aromatik Bitkileri olarak ülkenin ihtiyaçları doğru bir şekilde analiz edilmeli, doğru bitkilerin seçilmesi ve üretilmesiyle ilgili teşvik programları hayata geçirilmelidir.
36. Yurt dışından getirilen Tıbbi ve Aromatik Bitkileri materyallerinin zirai karantina usul ve esaslarının yeniden düzenlenmesi gerekmektedir.
37. Örgütlenme konusunda aşağıdaki hususlara dikkat edilmesi sektörün geleceği açısından büyük önem arz etmektedir. Bunlar;
-Yeni kurulacak Tıbbi ve Aromatik Bitki plantasyonlarında Tarım ve Orman İl Müdürlüklerinin öncülüğünde örgütlü bir yetiştiricilik yapılmalıdır.
-Yeni nesile kooperatifleşme ile ilgili bilgilendirme ve eğitim çalışmaları yapılarak iş birliği bilincinin artırılması sağlanmalıdır.
-Kooperatif üyeleri ve yöneticileri belirlenirken belirli kriterler aranmalı ve özellikle yönetimlerine konularında yetkin kişilerin seçilmesine özen gösterilmelidir.
38. Yapılacak eğitim çalışmaları ile gerek yetiştiricilerin gerek toplayıcıların gerekse de tüketicilerin bilinçlendirilmesi mümkün olacaktır. Eğitim çalışmaları aşağıda ifade edildiği şekilde planlanıp, uygulanabilirse hedeflenen başarıya ulaşılacaktır. Bu noktada; eğitimde temel olarak beş ana başlığa özen gösterilmelidir.
-Toplum ve tüketici eğitimi
-Toplayıcı ve yetiştirici eğitimi
-Bu bitkilerin ticaretiyle ilgili firmaların ve personellerin eğitimi
-Teknik personel eğitimi
-Motivasyon eğitimi vb. eğitim konularına önem verilmelidir ve bununla ilgili konusunda uzman kişilerden destek alınmalıdır.
39. Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ile ilgili bölgedeki Tarım ve Orman İl Müdürlükleri, Araştırma Enstitüleri ve Üniversitelerin öncülüğünde tarla günleri ve demostrasyon çalışmaları Yapılmalıdır.
40. Tıbbi ve Aromatik Bitkileri sektörünün geliştirilmesi ve daha üst seviyelere ulaştırılması noktasında aşağıda sıralanan hususların dikkate alınması önem arz etmektedir. Bu hususlar;
-Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Araştırma Enstitüsü kurulmalı, enstitü bünyesinde kurulacak veri ağı sistemi ile üretimden tüketime, ihracattan ithalata kadar ki bütün verilere erişimi sağlanmalıdır.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin yetiştirilmesi ve uçucu yağların üretiminde ekonomik ve sürdürülebilirlik açısından optimum üretim ölçekleri belirlenmelidir.
-Havza veya bölgelere uygun türler için ıslah çalışmaları yapılmalı, sektörün talep ettiği kalitede ürünler yetiştirilmelidir.
-Sanayi boyutunda sektörde dernekleşme ve örgütlenme teşvik edilmelidir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin işlenmesi sonucunda pazara sunulan ürünler, taklit ve tağşişi önlemek amacıyla akredite laboratuvar sonuçlarıyla birlikte pazara sunulması gereklidir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkilerde üretimden nihai ürüne kadarki bütün aşamalarda ürün kimlik belgesi oluşturulmalı, veri tabanındaki bilgilere kolaylıkla erişim sağlanabilmelidir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin işlenmesine yönelik yeni yöntemlerin multidisipliner AR-GE’si yapılmalı, bu amaçla yeni tesis yatırımlarda üretim tekniğine uygun projeler desteklenmelidir.
-Ticaret yapılan ülkelerde süreçlerle ilgili devletin kolaylaştırıcı etkisi olmalı. Ülkelerin ticari politikalarına göre yol haritaları belirlenmelidir. Ticari ataşeliklerimiz sektörel bazda o ülkenin istatistiki verilerine sahip olmalıdır. Bununla ilgili insan kaynağı ve teknik altyapının devletimiz tarafından oluşturulması gerekmektedir.
-Uluslararası piyasalarda özellikle Tıbbi ve Aromatik Bitkiler sektöründe yoğun olarak talep gören türlerin özel ihtisas bölgelerinde yetiştirilmesi ve üretimi teşvik edilmelidir.
-Uçucu yağlar borsası kurulmalıdır.
-Üretilen ürün başına teşvik verilmeli, et ve sütte birim başına verilen destek örneğinde olduğu gibi benzer bir destek sistemi uygulanmalı.
-Uçucu yağ üretim ve distilasyon tesislerinin sertifikalandırılması gerekiyor. Üretim yerlerinin standartlara uygun olması sağlanmalıdır.
-Desteklerin belirli bir dönemi kapsayacak şekilde önceden duyurulması gerekir. Uzun vadeler için belirlenmeli ve şeffaf olmalıdır. Kurumların orta vadeli strateji ve planlarını bölgelerindeki aktörlerin ulaşabileceği ve bilgi alabileceği şekliyle duyurmaları önemlidir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkiler sektöründe güç birliği yapabilmek için kümelenme gerekmektedir. Ege ve Akdeniz bölgesi de bu anlamda kümelenme için önemli bir birikim, altyapı ve tecrübeye sahiptir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitkiler ile ilgili tek bitkinin görüşüldüğü ve tartışıldığı eğitim/seminerler yapılmalıdır.
-TÜBİTAK ve kariyer projelerinde Tıbbi ve Aromatik bitkiler ile ilgili destekler ve çağrılara çıkılmalı ve bölgesel destekler Tıbbi ve Aromatik bitkiler için de verilmelidir.
-Tıbbi ve Aromatik Bitki ürünlerinde yerli üretimi ve ihracatı destekleyici kanunlar yapılırken, ithalatı azaltan kanunlar ile yerli üretici korunmalıdır.
-Uçucu yağ standartları uluslararası ölçeklere göre belirlenmeli, üretim standartları ve prosesleri oluşturulmalıdır.
-Uçucu yağ ve kozmetik sanayisi altyapı ve üretim olarak devlet olarak desteklenmelidir.
41. Tescil edilen tür ve çeşit sayısının arttırılması ve bu konuda özellikle Tarımsal Araştırma Kuruluşlarının çalışmaları desteklenmelidir.
42. Sertifikasyon sürecine giren tür ve çeşitler artırılmalıdır.
43. Islahçıların başvuru formu ve teknik soru anketini doldururken UPOV kriterlerine göre doldurmaları tescil aşamasında kolaylıklar sağlayacaktır.
44. Sertifikalı tohumluk üretimi ve sertifikalı tohum kullanım desteği Bakanlık destek programına alınmalıdır.
45. Endemik türler bakımından zengin olan Akdeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgelerinde çeşit tesciline yönelik çalışmaların artırılması ve desteklenmesi gerekmektedir.
46. Tıbbi ve Aromatik Bitkilerin tescilinde türün ait olduğu taksondan ziyade türlerin kullanımı ve içeriği yönüyle tescil listesine alınması daha faydalı olacaktır.
47. Milli Emlak Genel Tebliği (Sıra No: 379) kapsamındaki arazilerin tohumluk üretim alanları olarak değerlendirilmesi, üretim ve yatırım maliyetlerinin mali olarak destekleme kapsamına alınması daha faydalı olacaktır.
48.Dünya Sağlık Örgütü’ne göre dünyadaki nüfusun %70-80'i hastalıkların tedavisinde bitkisel formülasyonları kullanmaktadır. Sekonder metabolitler tıbbi bitkilerin aktif bileşenleri olarak adlandırılırlar. Tıbbi bitkilerin sentezlediği sekonder metabolitler ilaç, koku, pigment, gıda katkı maddesi ve pestisit olarak kullanıldıklarından dolayı oldukça büyük ekonomik değere sahiptirler.
49. Biyoteknolojik yöntemler tıbbi bitkilerin çoğaltımında, ıslahında, etken maddelerin iyileştirilmesinde ve analizinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Sekonder metabolitlerin ticari üretiminde in-vitro hücre kültürü büyük avantajlar sunmaktadır.
50. Günümüzde in-vitro koşullarda bitki hücre süspansiyon kültürü ile çok sayıda tıbbi bitkide sekonder metabolit üretilmektedir. İn-vitro koşullarda etken madde üretimi üzerine AR-GE çalışmaları desteklenmeli ve in-vitro koşullarda ilaç etken maddesi üretecek firmalar desteklenmelidir.
51. Son on yılda tıbbi bitkilerde kayda değer sayıda gen aktarımı gerçekleştirilerek gen aktarımı ile hem sekonder metabolitlerin oranları artırılmış, hem de yeni sekonder metabolitler sentezlenmiştir. Ülkemizde de yeni etken maddelerin sentezine yönelik yapılacak AR-GE çalışmaları desteklenmelidir.
52. Dünya genelinde 60 milyar dolar ticaret hacmine sahip tıbbi bitki ve tıbbi bitkilerden elde edilen ürünlerden hak ettiğimiz pazar payını alabilmek için biyoteknolojik gelişmeleri yakından takip edilmeli ve biyoteknolojik yöntemleri tıbbi bitkilerin ıslahında ve yeni etken maddelerin sentezinde kullanmamız gerekmektedir.
Arz olunur. 06.11.2021
Prof. Dr. Yaşar KARADAĞ, Muş Alparslan Üniversitesi
Prof. Dr. Neşet ARSLAN, Ankara Üniversitesi
Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Menşure ÖZGÜVEN, Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi
Prof. Dr. Ayhan CEYLAN, Ege Üniversitesi
Emekli Öğretim üyesi Prof. Dr. Saliha KIRICI, Çukurova Üniversitesi
Prof. Dr. Mehmet ARSLAN, Erciyes Üniversitesi
Prof. Dr. Emine BAYRAM, Ege Üniversitesi
Prof. Dr. Davut KARASALAN, Dicle Üniversitesi
Prof. Dr. Nazım ŞEKEROĞLU, Kilis Üniversitesi
Prof. Dr. Murat TUNÇTÜRK, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Prof. Dr. İsa TELCİ, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi
Prof. Dr. Şengül KARAMAN, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi
Doç. Dr. Özlem GÜL, Dicle Üniversitesi
Doç. Dr. Ünal KARIK, Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü Müdürlüğü
Dr. Öğr. Üyesi Mustafa YAŞAR, Muş Alparslan Üniversitesi
Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Yenikalaycı, Muş Alparslan Üniversitesi
Ziraat Yük. Müh. Hasan ASLANCAN, Eğirdir Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü
Ziraat Yük. Müh Ahmet Bircan TINMAZ, Yalova Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü