Üniversitemiz Uygulamalı Bilimler Fakültesi seminerleri kapsamında Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar KARADAĞ ‘’Bitki Genetik Kaynaklarının Önemi, Korunması ve Kullanılması’’ konulu bir seminer verdi.
Rektör Yardımcısı ve Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar KARADAĞ koordinatörlüğünde düzenlenen Uygulamalı Bilimler Fakültesi seminerleri kapsamında bu hafta Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar KARADAĞ konuk edildi. Seminere Rektörümüz Prof. Dr. Fethi Ahmet POLAT başta olmak üzere, Rektör Yardımcılarımız, Tarım ve Orman İl Müdürü, Çeşitli Kurumların Müdürleri, Birlik Başkaları, Kurum içinden ve Kurum dışından çeşitli katılımcılar, MAUN akademik personeli ve öğrencileri katılım sağladı.
Muş Alparslan Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar KARADAĞ konuşmalarına Bitkilerin ilk olarak ortaya çıktığı ve evrimlerini tamamladıkları yerlerin gen merkezi olarak adlandırıldığını ve ülkemizin Yakın Doğu ve Akdeniz Havzası gen merkezlerinin kesiştiği alanda bulunduğu dile getirerek, Türkiye’nin farklı iklim koşulları, topoğrafik çeşitlilik, değişik jeolojik ve jeomorfolojik yapılar, deniz, göl ve akarsular gibi farklı sulak alanların bulunması, 0-5000 m arasında değişen yükseklik farklılıkları ve ekosistem zenginliği, göç yollarının üzerinde bulunması, Anadolu’nun tarihin ilk çağlarından beri pek çok medeniyetin yaşadığı bir alan olması sebepleriyle bitki çeşitliliği bakımından dünyadaki en önemli ülkelerin başında gelmektedir. Türkiye’nin 3 farklı fitocoğrafik (Avrupa-Sibirya, Akdeniz, İran-Turan) bölgeleri bulunmaktadır. Türkiye 11.707 bitki türü ile dünyanın en zengin ülkelerinden birisidir.
Yeryüzünde belli alanlarda yaşayan, başka yerlerde bulunmayan ve o alana has bitki türlerinin endemik tür olarak adlandırılmaktadır. Endemik tür bakımından da Türkiye zengin bir ülkedir. En Fazla Endemik Bitki Türü Barındıran Yörelerimiz Toroslar (özellikle orta Toroslar), Amanos, Kaz Dağları, Kuzey Geçit Bölgesi, Doğu Anadolu’nun Kuzey ve Güneyi ile Tuz Gölü civarıdır. Türkiye florasında bulunan 11.707 takson sayısının 3.778’i (% 35.1) endemik özellik göstermesi, önemini daha da arttırmaktadır. Türkiye'de Endemik Bitki Türleri Bakımından En Zengin Grubu 425 tür ile Papatyagiller (Compositeae = Asteraceae), 375 tür ile Baklagiller (Fabaceae), 306 tür ile Ballıbabagiller (Labiatae = Lamiaceae) familyası oluşturur. Türkiye, birçok bitki türünün orijin ve/veya çeşitlilik merkezidir. Orijini Türkiye olup ekonomik açıdan önemli bazı bitki cinsleri; Allium (soğan), Avena (yulaf), Beta (pancar), Cicer (nohut), Lens (mercimek), Linum (keten), Medicago (yonca), Pisum (bezelye), Secale (çavdar), Trifolium (üçgül), Triticum (buğday), Amygdalus (badem), Cucumis (salatalık), Malus (elma), Pistachia (fıstık), Prunus (erik), Pyrus (armut) ve Vitis (asma) dır. Türkiye’de 100’den fazla türün geniş değişim gösterdiği 5 Mikro-Gen Merkezi (Trakya-Ege, Güneydoğu Anadolu, Samsun-Tokat-Amasya, Kayseri ve civarı, Ağrı ve civarı) bulunmaktadır. Türkiye’de buğdayın 25, arpanın 8, çavdarın 5, yulafın 8 adet yabani akrabası (gen kaynağı) vardır. Günümüzde bitki genetik kaynakları konusu çok sayıda ülkede hükümetlerin dikkatini çekmiştir. Konu uluslararası düzeyde tartışılmakta, genetik kaynaklara karşı ilgi ve duyarlılık artmaktadır. Ülkemiz ise gerek coğrafi yapısı, gerekse değişik ekolojik koşulları nedeniyle, dünyanın çok önemli gen ya da orijin merkezinin örtüştüğü bir konumdadır.
Dünya nüfusunun hızla artması, gıda maddesi üretiminin yeterli olmaması, beslenme sorununu ortaya çıkarmakta ve açlıktan ölümlere neden olmaktadır. Mevcut çeşitler ve ıslah hatlarındaki genetik farklılıkların kullanılması, sorunun çözümü için yeterli olmamaktadır. Islahta, bugün veya gelecekte kullanılsın veya kullanılmasın, ekonomik önemi olsun veya olmasın faydalı veya zararlı olsun bütün,
Yabani bitkiler, kültür bitkilerinin uzak akrabaları, Yerel çeşitler, Kültür çeşitleri ve diğer tüm bitki materyali genetik kaynaktır. Genetik kaynaklar canlı gen bankalarıdır. Bitkisel üretimde verim artışı sağlanmasının ve idamesinin garantisidir. Hastalık, zararlı ve olumsuz çevre şartlarına dayanıklılık için vazgeçilmez kaynaktır. Farklı tat ve lezzetlerin kaynağıdır. Genetik kaynak olmadan yeni çeşit, yeni çeşit olmadan da üretim artışı olmaz diyerek sözlerini sonlandırdı.